Sağlık sektörünün geldiği acı bir nokta,şu cümleyi duymaktan sistem adına utanıyorum: "helal olsun,nasıl da normal doğurdun, korkmadın mı,acımadı mı"
Adı üstünde "normal" yapma metodu belli olan bir şey, 25 senede tercihli hale dönüştü.Tıp sektörü ilerleyip epizyosuz, ağrısız,risklerin minimize edildiği normal doğum yöntemlerini destekleyeceğine;anne adaylarını doğum yapmaktan korkar hale getirdiler.Sezeryana doğum diyemiyorum zira bu işlem ameliyathaneye girip, karnını yarıp bebeği alma operasyonu biliyorsunuz.
Normal doğurursa canı yanacak,acıyacak;vücudunda deformasyon olacak. Hem riskleri de var.Oysa sezeryan kolay, risksiz, beş dakikada bebeği kucağına veriyorlar.Bu söylemi kafalara yerleştiren de doktorlar. Sistem sezeryan üzerine işlediği için de özellikle özel hastanelerde ebe hemşireler yeterince normal doğum vakası görmüyorlar, bu konuda uzmanların da bilgi eksikliği çok.
İşte bu yüzden etrafımda doğum yapmış kadınlardan normal doğumu tercih eden bir elin parmağını maalesef geçmiyor. Ve bu sebepten hastanede iki gün yatıyorlar, yerlerinden kıpırdayamıyorlar. Eve geçtiklerinde de ameliyat yerleri ağrıdığı için emzirirken zorlanıyorlar, insan içine bir haftadan önce çıkamıyorlar.
Ayşe Mitra doğduktan 6 saat sonra ben hastaneden taburcu oldum.Herhangi bir ağrım yoktu; rahat rahat da emziriyordum.Akşam eve geldim, ertesi gün öğlene doğru İstanbul'dan arkadaşlarım geldi, bir tanesi de yatılı olarak hem de.Yani 24 saat geçmeden ben evde annem,kız kardeşim,eşimin akrabaları ve kendi arkadaşlarım,çoluk çocuk 11 kişiyi misafir olarak ağırladım,hatta onlar gelmeden önce evi filan süsledim.Gelen arkadaşlarım akşam yemeği dahil gece yarısına kadar bizimleydiler, iyi ki de geldiler, çok mutlu olduk.
Tabi bu işin güzel kısmı.Ayşe Mitra doğduktan sonraki gün tıpkı ablası gibi sarılık belirtileri göstermeye başladı. Sürekli uyuyor, emmek istemiyor, güçsüz şekilde emip sonra yeniden uykuya dalıyordu.Rengi de sararmaya başlamış gibiydi sanki.Önceki tecrübeme dayanarak, Ayşe Mitra'yı üç günlükken kapıp doktora götürdüm. Bilurubin ölçüldü, 13'tü, yüksekti.Ama kilosundan dolayı doktorumuz durumun fazla ilerlemeyeceğini düşünüyordu.Bu arada yine sağ göğsümde sütler bloke olmuştu ve acilen masajla orayı rahatlatmam gerekiyordu.Ayşe Mitra'yı sürekli emziriyordum ama görünüşe göre depodaki 200 cclik sütten 15-20 cc ancak içiyordu.
Panik oldum ve mama vermeye başladım Tabi önce emziriyordum.Karnı tok olursa vücuttaki bilurubini atabilirdi. Ve hemen emzirme kampına soktum kendimi ki bir an önce sütüm yerine gelsin.İştar okula gittikten sonra Ayşe Mitra ile yatak odasına kapandık, sadece emzirdim, uyuttum,uyudum,yemek yedim, süt sağdım,masaj yaptım.Tam 3 gün. 3. günün sonunda sütüm deyim yerindeyse "şakır şakır"gelmeye başlamıştı, o kadar kontrolsüzdü ki,resmen akıyordu.
Ayşe Mitra'nın bilurubin seviyesi tehlikeli sınırının bir hayli altına düşmüştü,yani UV yatağına filan ihtiyaç duymayacaktık anlaşılan!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder