14 Kasım 2016 Pazartesi

Öyle Bi Kenarda, Sessiz Sessiz: İkinci Hamilelikler

Şubat 2016
3,5 yaşında bir kızım, yöneticiliğini yaptığım ve epey ciddi bir sorumluluğu omuzladığım işim, iyi kötü idare etmem gereken bir ev hayatım var. Neredeyse 9 aylık hamileyim.Karnım inanılmaz büyük.
Ayşe Mitra ile buraya kadar neredeyse vukuatsız geldik. Gelişimi inanılmaz iyi, hatta neredeyse 10-15 gün önde gidiyor.Bir tek sorunumuz 5 aylıktan beri boynunda dolanık olan kordon.Sadece tek tur olması işin pozitif tarafı olsa da  yine de karnımda boynunda kordon dolanan bir bebek taşımak sürekli endişelendiriyor insanı
Her şeyin yolunda olduğunu öğrendiğimden beri esasında çok da konsantre değilim bu hamileliğe.İşe gidiyorum, akşam okuldan dönen İştar ile ilgileniyorum.İştar yemeğini yedikten sonra onunla oyunlar oynuyoruz ve her akşam İştar'a kitabını ben okuyorum.Sonlara doğru okuduğumuz kitaplar genellikle kardeşi olan çocuklarla ilgili oluyor.Ayşe doğduğunda hayatımızda nelerin değişeceğinden bahsedip İştar'ı sürece hazırlamaya çalışıyorum. Odak noktam Ayşe Mitra'dan çok İştar'ın içinden geçeceği psikolojik süreç.
"Annesinin memesinden süt içecek Ayşe" diyorum.
"Bardaktan içmiyecek mi" diye soruyor İştar.
Ona açıklıyorum.
Akşamları ana kız terapi yapıyoruz.Ayşe tekmelerken İştar'ın elini karnıma götürüyorum.
Heyecanla bekliyor.
"Annemin karnında bebek var"diyor heyecanla birileriyle ilk karşılaştığında
Yada hemen " Benim kardeşim olacak" diyor yeni tanıştığı kişiye..
Şu aralar odağım İştar..Çünkü biliyorum ki bir kaç hafta sonra odağım Ayşe Mitra olacak.
İki hamileliğim arasında o kadar çok fark var ki:
1.Oda hazırlıkları: İlk hamilelikte bin bir türlü görsele bakıp,sonra da denenmiş bir mobilyacıdan mobilyalarımızı almıştık.Duvar kağıtçısı, perdecisi, kendi çapımda baya ciddi hazırlık yapmıştım.İkincide ise her şey gayet netti: İştar'ın eski odasına aynı mobilyacıdan bu defa daha sade mobilyalar alındı, geri kalan her şey aynı! İnstagramda bebeklerinin odasını köşe köşe çekenler var ya, hah işte o kadar uzağım ki onlardan..
2. Kıyafetler: İştar'a markalı,güzel kıyafetler alabileyim diye atlayıp Şubat ayında Dubai'ye gitmiştik.Alışveriş festivalinden kalma uygun fiyatlı kıyafetlerin yanında bir sürü de gereksiz ıvır zıvırla dönmüştük.Ayşe Mitra içinse, bırak yurt dışını, mağazaya bile gidemedim çünkü vaktim yok! Internetten bir kaç tane saçma sapan Hello Kitty'li tulum (asla ama asla yeni doğmuş bebeğe kırmızı renkli tulum almayın) ve Gap'ten indirime girmiş ayakkabı dışında bir tüy bile almadım. Hadi ben neyse ne de ikinci defa anneanne olacak annem de kayınvalidem de aynen benim gibiydiler. Ayşe Mitra için doğum çantası yaparken fark ettik ki, çocuğun hiç hastane çıkışı yok.Hiçbiri akıl etmemiş! Ben hasbelkader bir şey almışım, o da kırmızı puantiyeli Hello Kitty'li ! Annem koşa koşa Kanz'a gidip bir şeyler aldı da hemen yıkayıp ütüleyip valize koyduk!!
3. Aparatlar: "Tabi ki emziricem" mottosuyla İştar'a göstermelik bir biberon almıştım, süt sağma makinam da eltimden gelmişti.Bir tane bile emziğim yoktu.İştar doğduğunda bebeğimin emmesi için göğüs uçlarımın yeterli olmadığını öğrenmiş, eşim koşa koşa göğüs ucu çıkartıcı bulmaya gitmişti.Daha sonra göğüslerim komple yara olmuş, kısa zaman içinde de mastit olunca sağ göğsümdeki süt üretimi durmuş ve ben İştar'ı mama + tek meme yöntemiyle 1 yaşına getirmiştim.Üstelik deli gibi de emzik kullanıyorduk. Yani bol miktarda biberon,mama ve emzik tüketmiştik.Biberonlar için strelizasyon makinamız da yoktu.Yine aynı şeyleri yaşayacağım düşüncesiyle bir sürü emzik,biberon,strelizasyon makinası ve 2 paket mamayı, göğüs ucu çıkarıcı,yaralar için krem,göğüs kalkanı , 3 çift göğüs ucu koruma aparatı ve Avent marka süt sağma makinasıyla beraber hazır ettim.Yani aparatsal olarak maça haddinden fazla hazırız!
4. Mental hazırlıklar: İlk hamileliğimde bebek bakımı yada doğumla ilgili neredeyse hiç kitap okumamıştım. Bebek bakımı konusunda ailemden yardım alacağımı, doğumu da nasıl olsa sezeryanla yapacağımı, emzirmenin ise doğal bir süreç olacağını öngörmüştüm. Ve hepsinde yanıldım! Lohusa dönemleri pek çok kadın için hatırlamak dahi istemedikleri berbat günlerdir ki maalesef aynen benim de öyle oldu. Travmatik bir normal doğum sonrası hem dikiş hattındaki dayanılmaz ağrılar, bir yandan emzirmeyi beceremediğim için göğüs ucu ağrıları,diğer tarafta uykusuzluk, yorgunluk ve dehşet bir sıcak! Kimsenin yardım filan ettiği de yoktu, İştar'la başbaşa kalmıştık ve tüm sorunlarla tek başıma mücadele etmek durumundaydım. Bu defaki hamileliğimdeyse aynı süreçleri yaşamamaya yeminliyim! Hemen koşup bir Tracy Hogg kitabı alıyorum, son günlerde dahi olsa youtube'dan normal doğuma yönelik nefes egzersizleri videoları izliyorum, emzirmeyle ilgili blog yazıları okuyorum.Tecrübeliyim ve daha bir hazırım her şeye!
Yani aslında ikinci hamilelikte gereksiz detaylar (odanın perdesinin fırfırı yada hastanede verilecek ziyaretçi hediyeleri gibi) yerine asıl olaya odaklanıyorsun.Bir önceki doğumda mutsuz olduğun konuları yada hataları tekrarlamamaya çalışıyorsun.
 Bu anlamda ikinci bebek aslında ihmal edilen bebek değil asla.Tecrübeli bir annenin uzmanlık tezi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder