Şubat 2016
Tüm hazırlıklar tamam,işi de bıraktım. İkincilerde doğum süreci daha hızlı ilerler, 38. haftadan itibaren doğurabilirsin, sancı başladıktan yarım saat sonra doğum olabilir vs dendiği için sürekli olarak teyakkuz halindeyiz.Doğum ne zaman diye sorana "Şubat sonu gibi" diye cevap veriyorum. Hamileliğim süresince ilk 3 ay dışında sürekli seyahatte olup dünya turu gerçekleştiren sevgili kocam bile nihayet ana üsse döndü.
İnanılmaz sakinim, hazırım.
İştar artık inanılmaz büyüyen karnıma her gün sarılıyor, her gün kardeşinin ne zaman geleceğini soruyor.
Ayşe Mitra boynundaki kordondan maalesef kurtulamadı.Boy-kilo dört nala gidiyor.Son muayenelerde bacak boyu ölçüsünü alet bile hesaplayamadı.
Her hafta doktora gitmeye başladım.Nst'ye giriyorum.
Ayşe Mitra'nın yeri giderek daraldığı için eskisi gibi kuduruk şekilde tekmelemiyor.Fakat bir tekmeledi mi, yerimden sıçratıyor beni.Kafası tam aşağıda olduğu için göğsümün hemen altında gözle görülür şekilde tekmeliyor.
İştar normal doğduğu için elbette Ayşe Mitra'yı da normal doğurmayı hedefliyorum.Fakat şuna eminim: bu defa saçma sapan acıları çekmeye ve normal doğum sonrası komplikasyonları yaşamaya hiç mi hiç niyetim yok.Eğer bu tip şeyler yaşama riskim varsa sezeryana razı olmayı düşünüyorum.
Fakat iki sorunumuz var: Ayşe Mitra baya iri bir bebek.Her ölçümde farklı çıksa da , en az 3600, en çok 4300 olması bekleniyor.3600 ok ama 4 kilo ve üzeri olacağı gerçeği beni inanılmaz korkutuyor. Türkiye'de ilk doğumlarda bebek 4 kilo ve üzeri ise normal doğum kesinlikle düşünülmüyor ve hemen sezeryana yönlendiriyor doktorlar.Benim moraller alt üst.Bu saatten sonra kalkıp bebek iri diye sezeryan mı olacağım?.
Daha düne kadar sezeryani kolaya kaçma, beş dakikada beşiktaş,konfor olarak görürken, bu defa da "eyvah karnımı yedi kat kesecekler" korkusu sarıyor dört tarafımı.Normal doğu yapamama ihtimali belirince normal doğum kıymete biniyor birden bire.
İnternetten vdeolar izliyorum.Kadının biri.İkinci doğum.İlki normal olmuş.Aylarca doğum kurslarına gidiyor, sancıları karşılamak için nefes egzersizi pratikleri yapıyor.Kendi sancıları başlamayınca suni sancı alıyor. Hastane odasında epidural almadan 20 saat o sancıları çekiyor.Fakat 10 cm rahim açıklığı bir türlü sağlanamıyor.Bir süre sonra bebek strese girince acil sezeryane alınıyor. Hop 5 dakikada iş bitiyor. Kadın saatlerce canının yandığıyla kalıyor.
Yooo benim başıma gelmesin bu diyorum, ödüm kopuyor.
Kilolar almış başını gidiyor. 80',in üzerine çıktığımı gördüğüm gün artık tartılmayı bırakıyorum.
Evdeyim,4 sene önce olduğu gibi Beyaz Lale'den aldığım pembiş ve yumuşak bir takım hayvan süslerine badem şekeri iliştirip, kavanoza gömdüğüm süngere saplıyorum.Bu defa pembe peçete alıp dürüm yapmıycam,hayır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder