10 Kasım 2016 Perşembe

İkinci 3 Ay: Şişiyorum,Şişiyorsun,Şişiyorlar

Haftalık bazda yediğim akupunktur iğnelerinden midir yoksa her doktor muayenesinde "merak etmeee ,her şey yolundaaa" lafını duyduğumdan mı, pek bir dinginim, mutluyum, iç huzurum yüksek, akışa güveniyorum.
İlk 3 ay boyunca yaşadığım aşırı tedirginlik ve korku yerini hamileliğin tadını çıkarmaya bıraktı.Artık herkes biliyor hamile olduğumu,henüz karnım da çok büyük olmadığı için göğüsten aşağı kısmı hafif bol olan tüm bluzlerimi giyebiliyorum,sadece alta giydiklerim artık hamile kıyafeti kategorisinde.
Bayram tatilinde ailecek Barcelona'ya gidiyoruz.Elbette eşim İştar'la ilgilenme konusunda başrollerde..Cinsiyetimiz henüz belli değil o yüzden uniseks bir kaç parça bir şey alıyorum ve şunu farkediyorum ki bebek mağazaları acayip cinsiyetçi!Kız bebeğe de erkek bebeğe de giydirebileceğin neredeyse hiç bir şey yok,inanılmaz değil mi?
Kız bebek giysilerini zaten geç, inanılmaz feminen hepsi.Erkek bebek tulumları ise fazla gri ve hatta fazla maskulen. Yani cinsiyeti bilmiyorsan içine sinen bir alışveriş de yapamıyorsun!
İkinci üç ayda enerjim gayet yüksek, hem deli gibi hamileyim, hem de karnımın büyüklüğü hayatla başedebileceğim düzeyde :)
Bu da kız olsun, bu da kız olsun diye dua ederken, akupunkturcu doktorum kötü haberi veriyor: "Ayol erkek bu"
Eşim boynunu büküyor, eh çeşit olur artık diyor.
Ve 14. haftada asıl doğum doktorumun high-tech ultrason odasında alıyoruz sevinçli haberi: bir kızımız daha geliyor..
Bir sonraki ay konfirme oluyor: evet kız..
Yupppiiiii!!!
Ve korkulu rüyam şeker yükleme testinin yapılma zamanı geliyor.İlk hamileliğimde 50 gr lık glikozla 174 çıkmıştı şekerim ve tam 4 ay boyunca resmen diyet yapmak zorunda kalmıştım. Kulağa korkunç gelse de, ben halimden çok memnundum.Her gün yürüyüş  ve protein ağırlıklı beslenmenin o kadar da kötü bir şey olmadığını bildiğim için bu hamileliğimde de aynen uyguladım. 4. aydan doğum yapacağım güne kadar her gün en az 45 dakika yürüyüş yaptım.
Arkadaşlar beslenme yani ne yediğiniz ve ne kadar ne zaman yediğiniz o kadar önemli ki! Aileden miraz insülin direncim olduğu ve sadece hamilelikte değil hayat boyu beslenmeme dikkat etmem gerektiğini ilk hamileliğimde gebelik şekeri geçirerek anlamıştım.Doğumdan sonra da ara sıra cozutsam da, genel olarak sağlıklı beslenmeye, düşük karbonhidratla yaşamaya alıştırmıştım kendimi.Zaten hamile kalmazdan hemen önce de direkt Karatay diyeti uygulamaya başlayıp epey de kilo vermiştim.Hatta mucizevi şekilde hamile kalmamı da ben doğru beslenmeme bağlıyorum.
İnanılmaz bir şey belki ama, 4 yıl sonra, hem de daha yüksek dozda glikoz yüklemesine rağmen, bu defa şeker yüklemesi sonucum gayet iyi çıktı! Gebelik diyabetim filan yoktu!
Eh yani alt mesaj: yiyebilirdim!
Ve yedim..
Fıstık ezmesi, pasta,mantı,pizza..Ne bulursam yedim.
6. ayın sonunda aldığım kilolar 10 kiloyu geçmişti ve gidişat tehlikeli görünüyordu.
Her gün yürüyüş yapıyorum ama boğazdan kesmeyince bir işe yaramıyor tabi!
Şiştikçe şişiyorum, tombik ama mutlu bir hamile olarak geziniyorum ortalarda.
Arada detoks gibi proteine abanıyorum ama 2. trimester sonu itibariyle en az 4 kilo fazlam var, EYVAH!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder